Batı'nın İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik düşmanca politikası Tahran'ın eksenini yavaş yavaş Doğu'ya kaydırmasına ve kendisini Avrupa ve ABD'den uzaklaştırmasına neden olmuştur.
Şimdi de 25 yıllık Tahran-Pekin stratejik işbirliği belgesinin medyada yer almasıyla Batılılar, Batılılar ilk etapta bunu bir kazan-kaybet anlaşması olarak göstermeye, ikinci aşamada ise Tahran'a yakınlaşmaya çalışmaktadırlar. Ancak Batı, İran ile Çin arasındaki bu tür anlaşmaların İslam Cumhuriyeti üzerindeki yaptırımların yükünü azaltacağını ve Biden yönetiminde devam eden Trump yönetiminin İran üzerindeki azami baskısını etkisiz hale getireceğini biliyorlardır.
Çin, ABD tehditlerine ve Batı'nın Tahran üzerindeki baskısına rağmen bu politikayı takip etmeyen ülkelerden biriydi. Gözlemcilere göre Çin, İran'ın ekonomisinde önemli bir rol oynuyor ve Tahran'ın dış ticaretinin yüzde 25'ini oluşturuyor.
Çin'in yanı sıra İran'ın Rusya ile iyi ilişkileri var. Örneğin İran ve Rusya enerji üreticileridir ve daha geniş savunma işbirliğine sahip olmalıdırlar.
Çin ve Rusya, BMGK 2231 sayılı kararı uyarınca silah yaptırımlarının kaldırılmasının hemen ardından İran'a bu hakkı tanıyan ilk ülkeler arasındaydı. Biden yönetiminde, ABD'yi tekrar Nükleer Anlaşma'ya getirmek ve Trump tarafından uygulanan yaptırımların ve Tahran üzerinde azami baskı politikasının kaldırılması için de çalışıyorlar.
Şu anda İran İslam Cumhuriyeti, komşu ve aynı firkide olduğu ülkelerle işbirliğini geliştirmeye ve derinleştirmeye giderek daha fazla odaklanıyor; Bu da, Batı'yı Tahran ile ilişkilerdeki çalkantıyı azaltmak için endişelendiren bir konu.
Biden'in İran-Çin anlaşmasının haberini dinledikten sonra yaptığı açıklamada, "İran ile Çin arasında yıllardır büyüyen işbirliğinden endişeliyim" cümlesi bu endişeleri gözler önüne sermektedir.
Twitter'da Takip Ediniz. @Irna_Turkish
yorumunuz